5 Ocak 2009 Pazartesi

TERÖR SÖYLEMLERİ

Birleşmiş Milletler’in oluşturduğu hukuk, zayıfları güçlülere karşı korumanın değil; tam tersine güçlüyü zayıfa karşı korumanın bir aracıdır. Sovyet sisteminin de çökmesiyle artık BM gerçek yüzünü gizlemeye ihtiyaç duymuyor. 1990 sonrası yaşananlar örgütün kimin hizmetinde olduğuna dair kuşkuları ortadan kaldırmış durumdadır. Bu güne kadar ki tüm Birleşmiş Milletler Örgütü Genel Sekreter’leri ABD’nin ‘adamıydı’...Dönemin B.M. Örgütü Genel Sekreteri Koffi Annan, Ruanda katilamı günlerinde BM Genel Sekreter Yardımcısı’ydı, uyarıları dikkate almayarak gerekli önlemlerin zamanında alınmasını engelleyerek,göz yumarak ABD’nin gözüne girmişti.
Bugün ki BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon da gündeme bomba gibi oturan ve tüm ülkelerin protestosuna neden olan Gazze saldırıları için kılını bile kıpırdatmıyor. Kıpırdatabilir mi? AB, sınırın Lübnan tarafına çokuluslu güç konuşlandırılmasını hedefliyor , bununla amaçlanan NATO’yu bölgeye yerleştirmektir. BM, yine her zaman yaptığını yapıyor, saldırgana zaman kazandırıp yeni mevziler kazanmasını sağlamaya çalışıyor...
Bununla da kalmıyor. Siyonist rejim tarafı emperyelistler Hamas'ı islami terör örgütü olarak suçluyor ve savaşın sorumluluğunu, Gazze'de ölen binlerce masumun sorumluluğunu Hamas'a yüklüyor. Oysa Hamas, bir terörist değil, geniş bir kitle tabanına yayılan Lübnan halkının temsilcisidir ve meşru ulusal haklarını savunuyor. Bir halkın demokratik seçimlerde oy verip iktidara getirdiği bir politik formasyonu terörist örgüt saymak, emperyalizmin ve siyonizmin bir ‘icadıdır.’ Asıl terör devlet terörü; asıl terörist de devletlerdir. Kendi haysiyeti, ulusal hakları ve özgürlüğü için mücadele eden ve özsavunma yapan bir hareketi “terörist” saymak küresel teröristlerin, emperyalistlerin diliyle konuşmaktır. Saldırıya uğrayanın meşru savunmasının “terörist eylem” sayılması mantıklı ve kabul edilebilir bir şey değildir.

Hiç yorum yok: