7 Ocak 2009 Çarşamba

Çok değerli üstat Sayın Sami Bağcı, yüreğinize sağlık. Bu güzel eserlerinizle beni tanıştırdınız. Duygularıma tercüman oldunuz.

İNSANLIĞIN YÜZKARALARI
Saftı, masumdu insan
Henüz kötülüklerle tanışmamış
Tertemizdi pırıl pırıl, lekesizdi yürekler
Bir bile dememiş, not düşülmemişti tarihe
Mahkûm edilmişlerdi bu gezegene
Anladılar ki, burada nefes alıp verecekler.

Şaşkınlıklarını üzerlerinden atmadan
Kim kimdir bilinmezken henüz
Sinsice sokuldular aralarına
Namussuzlar, alçaklar, aşağılık sefiller
Kimse varmadı farkına
İnsan suretinde maskeliydi sürüngenler.

Ne zaman aydınlığa yönelse insanlık
Hep güneşin önüne perde gerdiler
En sevdikleri sahneydi karanlık.
Oysa yaratılıştan temizdi insan
Bir kanat eksikti kollarında, melektiler
Kötülerle kol kola girdi şeytan
Birer birer tüm değerlerini kirlettiler.
Yegâne sermayeleriydi yalan

Cilalanmadan söylenmedi kelimeler
Yaldızları döküldü çoğu zaman
İçlerindeki çöplükten esintilerdi bu sözler
İnsan yalnız, insan korumasız
Huzur bulmadı gönüller iğfal edilmekten
Sıfatsız adamlar, her zaman arsız
Zafer kazanmanın edasıyla sırıttı yüzsüzler.
Zor şey bunlardan kurtulmak
Öyle üç beşle tükenmezler
Çare; belki bataklığı kurutmak

Zaman zaman ayağa kalksa da vicdan: artık yeter
Her seferinde buldular bir yolunu
Hep sureti haktan göründüler.
Demek ki yaşayacağız böyle iç içe
Bazen birbirine karışsa da değerler
Ne mutlu iyiyle kötüyü ayırt edebilene
Biz dik durmasını bilelim yeter
Onlar hangi şekle bürünürse bürünsün
Bilelim ki…
İnsanla hayvan arasında gidip gelecekler.

Sami Bağcı

KOKUŞMUŞLUK

Güzellikler yok oluyor birer birer
Umudun dışında
Bir tek o eskimedi
Bir tek o direndi yozlaşmaya.
Ne kadar sığ umman bildiklerimiz
Her geçen gün biraz daha alçalmakta
Kutsayıp, yücelttiklerimiz Seviye topuklarda.
Tepe taklak insanlık
Yüreklere çöreklenmiş ihtiras pusuda
Meğer ne kadar masummuş sırtlanlar
Tüm suç insanlarda.
Birer birer hortladı
Buz tutmuş mezarlarından
Bilmem tarihin hangi karanlık çağı
Cirit atıyor dinozorlar meydanda.
Korku soluyor rüyalar
Kâbus üstüne kâbus
Firar etti hülyalar
Hayaller donma noktasında.
En zor sınavını veriyor sabır
Bıçağın kemiğe dayandığı nokta
Bu işkenceye hangi yürek dayanır
Çatırtılar yükseliyor taşlardan art arda.
Adres soruyor bir adam kapı kapı
Zor dostum
Çok oldu buralardan taşınalı
Aradığını bulamazsın bu çıkmaz sokakta.
İnsana ait ne varsa yitirdik
Birçok değerimiz karıştı toprağa
Bir slogan insanlık adına
Önce akıllarda kutsanmalı
Sonra yürekleri kuşatmalı dalga dalga.
Tutup kaldırmalı yerden
Erdem, ahlak, insanı insan yapan her ne varsa
Eller uzanmalı yürekten
Daha fazla çiğnenmeden ayaklar altında.
Sami Bağcı

6 Ocak 2009 Salı

Çoçuk Kalbi

ÇOCUK KALBİ ( EDMONDO DE AMICS) – (80 Sayfa)

KİTAP İNCELEMESİ

KİTABIN OYLUMU : Kitap 26 cm boyunda,14 cm genişliğinde ve 32 sayfadır. Hacim ve kalınlık bakımından ilköğretim 3. ve 4. sınıf öğrencilerinin yaşına ve gelişimine uygundur. Fakat 5.sınıflarda okuyabilir.

2) KİTABIN BASKISI : Kitap dayanıklı ve mat bir kağıda basılmıştır.

3) KİTABIN CİLTLENMESİ : Ciltleme telle yapıldığı için dayanıklıdır.

4) KİTABIN KAPAĞI : Kitabın kapağı kalın ve kaliteli bir kartondan yapılmıştır. Kapağın resmi canlı ve çekici değil tam tersi soluk renklerle boyanmıştır. Kapağın resmi konuyla alakalıdır. Kapaktaki yazılar siyah renkle yazılmıştır. Yazıların rengi resmin rengine göre daha uyumludur.
Kapağın en üstünde yazarın adı ve soyadı yazılmıştır. Bu yazının hemen altında daha büyük puntoyla yazılmış kitabın adı yer almıştır. Kapağın en altında yayınevinin adı yazılmıştır. Kitabın arka kapağında ise hikayeyi özetleyici yazı ve kitabın hangi yaş grubuna yazıldığı belirtilmiştir. Fakat kitabın kapağında kapak resmini yapan ressamla ilgili hiçbir bilgi yoktur.
Gömlek kapakta kitabı düzenleyen kişinin adına yayınevinin adına ve adresine yer verilmiştir.

5) YAZI ÖZELLİKLERİ : Sayfanın zemini beyaz renkte olup yazılar siyah renkte yazılmıştır. Yazıların büyüklüğü seviyeye uygun olup 18 puntodadır. M.E.B’ in önerdiği harfler tam anlamıyla kullanılmamıştır. (a,ğ,g,y) Yani bilgisayar harfleri kullanılmıştır. Bu da çocuğu harflerin yazılış şekilleri konusunda tereddüde düşürür

6) KİTABIN ADI : Kitabın adı kısa ve seviyeye uygundur.

B) RESİMSEL ÖZELLİKLER

Kitapta kapak hariç çok az resim bulunmaktadır. Üstelik iç sayfalardaki resimler siyah beyaz durumundadır. Bu da çocuğun kitabı severek okumamasına neden olmaktadır. Çocuğun kitabı okurken canı sıkılabilir kitabı okumaktan vazgeçebilir.

C) DİL VE ANLATIM ÖZELLİKLERİ

1) DİL ÖZELLİKLERİ : Kitapta anlatılan olayları 3. sınıfa giden bir öğrenci yazdığı için olaylara açık ve sade bir dil hakimdir. Yabancı kelimelere çok az yer verilmiştir. Kitaptaki olaylar İtalya da geçtiği için insan isimleri yabancı isimlerdir. Anlamı bilinmeyen kelimeler 3. Ve 4. Sınıf öğrencileri için azdır. Yöresel ağız ve argo sözcüklere yer verilmemiştir.
Kitaptaki tümcelerin birçoğu uzun tümcedir. Bu tümcelerdeki sözcük sayısı 10’u bile geçmektedir. Örneğin “iki kitapçı dükkanı çanta,kağıt ve defter satılan anne ve babalarla tıklım tıklım doluydu” ve “üç yıl süreyle aşağı-yukarı her gün geçtiğim yedi sınıf kapısının üzerine açıldığı o koskocaman odayı tekrar çok sevindim” tümceleri uzundur.

2) PLAN : Giriş bölümü 3. Sınıfa başlayan Enrico okulu ve öğretmenlerini tasvir etmiştir. Gelişme bölümünde Enrico başından geçen olayları anlatmıştır. Bu olaylar okuyucuya mesajlar vermektedir. Sonuç bölümünde ise Enrico ‘nun annesine yaptığı saygısızlıktan dolayı babasının nasihatleıi yazılmıştır.

3) KONU : Kitabın konusu İtalya da bir mahalle okulunda 3.sınıfı okuyan bir öğrencinin yazdığı bir yıllık okul hikayesidir.
Konu ilgi çekici bir biçimde sunulmamıştır. Konusu olsun,içeriği olsun eğitici ve düşündürücü bir kitaptır.

4) KİTABIN ÖZETİ : İtalya da bir mahalle okulunda 3.sınıfa yeni başlayan Enrico yeni öğretmeniyle tanışınca ilk başta hoşlanmaz. Eski öğretmeninin o güler yüzünü hatırladıkça üzülür fakat daha sonra yeni öğretmeninden hoşlanmaya başlar. Birgün Robetti adında bir çocuk okula giderken bir çocuğun atlı tramvay yolunda düştüğünü görür. Çocuğu kurtarırken kendi ayağı atlı tramvayın altında kalır. Bunu gören Enrico üzülür. Başka bir gün Enrico’nun sınıfına Calabriali bir öğrenci gelir. Öğretmen sınıfla kaynaşmasını sağlar.Uzaktan gelen bu öğrenciye iyi davranılmasını ister. Yine günün birinde annesi ve kız kardeşi ile yoksul bir kadına çamaşır götüren Enrico kapıyı açan kadını görür ve içeride sınıf arkadaşını görür. Babası olmayan crossi bütün zorluklara rağmen karanlık odada dersini yapmaya çalışır. Bu duruma üzülen Enrico’nun annesi para yardımında bulunur. Kitabın sonlarına doğru Enrico annesine saygısızlık yapar.Bu olaya üzülen anne ve babası Enrico’ya nasihatlarda bulunur.

5) KAVRAMLAR : Kitapta davranışların karşılandığı kavramlar okuyucuya doğru olarak verilmiştir.

D) İÇERİK ÖZELLİKLERİ

1) KONUNUN ANA DÜŞÜNCESİ : Etrafındaki öğrenci arkadaşlarına göre maddi bakımdan iyi durumda olan ve ailesi tarafından ilgi gören çocuğun bu ilgiye fazla layık olamaması.
Bu ana düşünce çocuğa doğrudan verilmemiştir. Hikayenin sonunda ana düşünce daha net verilmiştir.
Bu kitap bir çocuğun ailesine saygılı davranması gerektiğini,arkadaşlarına iyi davranmasını gerektiğini göstermiştir. Yardımlaşmanın önemi belirtilmiş ve önyargılı davranmamamız gerektiği belirtilmiştir.
Ayten TAŞDEMİR
3-A Sınıfı Öğretmeni

Okumuş olduğunuz kitabı kısaca hatırladıktan sonra sorularımıza geçebiliriz kitap kurtlarım benim. Sizin kitap okumayı çok sevdiğinizi ben zaten biliyorum ve bir kitabı daha başından sonuna kadar okuyup bitirdiğiniz için hepinizi tebrik ediyorum.”Okuduğum Kitaplar Listesi’ne”bu kitabı da eklemeyi unutmayın lütfen.

BUNLARA DİKKAT EDERSEN PUANINA 5 PUAN İLAVE EDİLİR! ETMEZSEN 5 PUAN DÜŞÜRÜLÜR!

1. Sınav esnasında hiç konuşma. 4. Harfleri kuralına uygun yaz.
2. Yazıların düzgün ve güzel olsun. 5. Öğretmenin açıklamalarını dikkatle dinle.
3. Noktalama işaretleri mutlaka kullanılsın. 6. Harfleri noktaların dışına taşırma.
KİTAPLA İLGİLİ SORULAR

Enrico, üçüncü sınıfta başka bir öğretmende okuyacağı için ne hissediyor?
…………………………………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………………………
Yeni öğretmenini ilk görünce sevmiyor. Daha sonraları öğretmeni Enrico’ya kendini nasıl sevdiriyor?

Cümle başı büyük harf olmalı, noktalama işaretlerini mutlaka kullan, harfleri okuyabileceğim şekilde düzgün yaz.)

…………………………………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………………………

Enrico’ya “kitapların senin silahın, sınıfın ise bölüğündür. Hiçbir zaman korkak bir asker olma” öğütlerinde bulunan kimdir?

Cümle başı büyük harf olmalı, noktalama işaretlerini mutlaka kullan, harfleri okuyabileceğim şekilde düzgün yaz.)

Bu öğütlerde bulunan;…………………………………………………………………………

Babası zengin ve kendisi de kibirli olan Karlo Nobis, Kömürcünün oğlu Betti’yi küçümseyerek; “senin baban bir dilenci parçası” diye bağırıyor. Bu sözlere çok üzülen Betti, olayı babasına anlatıyor. Ertesi gün Betti’nin babası okula gelerek durumu öğretmene anlatıyor. Çocuğunu sınıfa getiren Karlo’nun babası bu konuşmaları duyuyor. Duyduktan sonra nasıl davranıyor?
(Cümle başı büyük harf olmalı, noktalama işaretlerini mutlaka kullan, harfleri okuyabileceğim şekilde düzgün yaz. Eylem bildiren kelimeleri yazmayı sakın unutma)

Karlo’nun babası, bu sözleri duyunca, Betti’nin babasının elini sıkıyor ve…………………..

…………………………………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………………………

Yukarda anlatılan olaydan çıkardığın ders nedir?

…………………………………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………………………

Enrico, şık giyimli arkadaşı Votini ve onun babasıyla gezerken giyimi iyi olmayan bir çocuk gördüler.Gidip yanına oturdular.Arkadaşı Votini Enrico’ya potinlerini (ayakkabılarını), şapkasını ve saatini göstererek çocuğun dikkatini çekip onu kıskandırmaya ve kendisine baktırmaya çalıştı. Bu durumda giyimi iyi olmayan çocuk ne yaptı?

(Cümle başı büyük harf olmalı, noktalama işaretlerini mutlaka kullan, harfleri okuyabileceğim şekilde düzgün yaz. Eylem bildiren kelimeleri yazmayı sakın unutma)

Votini’nin yaptığı bu davranış karşısında çocuk;……………………..………………………..


Votini’nin babası, oğlunun yoksul çocuğa yaptıklarını görünce ona sertçe susmasını söyleyerek kulağına eğilip ona ne diyor?

Votini’nin babası oğlunun kulağına eğilerek ……….…………………………………………

…………… söyledi.

Votini, babasının söylediği bu sözleri duyunca ne yapıyor, ne hissediyor?
Votini, babasının bu sözlerini duyunca……………………………………………ve …………

…………………………………………………………………………….hissediyor.

Kasabadaki karnavalda çalışan sekiz yaşındaki palyaço çok çalışkan ve dürüst bir çocuktu. Hava soğuk olduğu için onu izlemeye çok az kişi gelirdi. Buna rağmen küçük palyaço herkesi eğlendirmek için uğraşıp duruyordu. Ama işler hiç iyi gitmiyordu.Küçük palyaçonun bu durumuna üzülen Enrico, ona yardım etmek, izleyicilerin sayısını artırmak için kiminle ve nasıl bir iş birliği yaptı? Bu iş birliği sonucunda ne oldu?

Enrico, sirki izlemeye gelenlerin sayısını artırmak için………………………….. ile iş birliği yaptı. …………………………… palyaçonun resmini yaptı, Enrico ise ……………………....

……………………………………………….. gazeteye gönderdiler. Bunun sonucunda, …….

…………………………………………………………………………………………………..

.…………………………………..……………………………………………………………..

Dokuzuncu soruda anlattığım olaydan dörder tane neden-sonuç, dörder tane de farklı düşünmeye yönelten ifade çıkar aşağıya yaz.
Neden-sonuç cümleleri:

………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………

Farklı Düşünmeye Yönelten İfadeler:
………………………………………………………………………………………

………………………………………………………………………………………

………………………………………………………………………………………

……………………………………………………………………………………….

Sıra arkadaşı Coretti, Enrico’nun defterini kirlettiğinde Coretti gülerek yanlışlıkla olduğunu söyledi. Enrico onun bu gülüşünü aldığı ödülden dolayı şımardığı anlamına geldiğini düşünerek ona kızdı ve kavga ettiler. Sonra Coretti, dışarı çıkınca Enrico’dan özür dileyerek barıştılar. Bu olayı Enrico, babasına anlattığında babası ona nasıl bir öğütte bulundu?

Enrico, olayı babasına anlattığında babası ona; ………………………………………………...

…………………………………………………………………………………………………..

söyledi.
Kitapta seni en çok etkileyen olayı ve sebebini düzgün cümlelerle anlatır mısın?

…………………………………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………………………

…………………………………………………………………………………………………

Enrico, yıl sonunda sınavların iyi geçtiğine sevinen öğretmenlerinin bu sevincini göstermek için yaptığı hangi şakayı ömrü boyunca unutamayacağını söylüyor?

Enrico,öğretmeninin yaptığı, …………………………………………………………………

…………………………………………………………şakayı ömrü boyunca unutmayacağını söylüyor.
BAŞARILAR DİLİYORUM.

İsrail'e Boykot


Ey Müslüman Türk Halkı;
Biliyor musunz,
- İsrail’e kazandırdığımız paraların bir kuruşunu bile boşa harcamadılar.
- Yahudi ve Hristyan dünyasının başına beli olduklarını düşündükleri ve terörist olarak etiketledikleri Müslümanları öldürerek tüm hristyan emperyalistlerin huzur içinde uyumalarına yardımcı oldular.
- Terörist Müslüman dedikleri masum insanlara hiç aman vermediler.
- Kendi Siyonist söylemlerine göre; Müslümanların, emperyalist devletlerin başını ağrıtmamaları için…
- Onlara kazandırdığımız paraların hepsini misyonlarına uygun olarak en iyi şekilde değerlendirdiler.
- Dünyanın düzenini bozmaya çalıştıklarına inandıkları Müslüman insanlara hiç acımadılar.
- Onlara ortak olup verdiğimiz her kuruşun hakkını bu şekilde ödemiş oldular.
- Hem de;
- Tanklarıyla
- Tüfekleriyle
- Çoluk çocuk sevgi ve istekle…
- Onlara verdiğimiz paraların ve görevlerinin gereğini yerine getirdiler.
- Verdiğimiz desteği sürdürerek kalan bir avuç müslümanın da yok olmasına göz yumacak mıyız?
- Tüm bunlara rağmen Coca Cola içmeye ve gelirinin % 50 sini İsrail Ordusuna göndermeye devam edecek miyiz?

LAHANA KÜRLERİ

Kür 1: Toksin atıcı ve kolon kanserini önleyici
Beyaz lahananın toksin atıcı ve kolon kanserini önleyici özelliğinden istifade edebilmek için kaynamakta olan yarım litre suda 6-7 adet beyaz lahana yaprağı parçalamadan (tüm olarak) on dakika ağzı kapalı olarak hafif ateşte haşlanır sabah ve akşam olmak üzere aç veya tok karna birer su bardağı içilir.
Bu işleme toplam beş gün devam edilir. Beş gün uyguladıktan sonra üç gün ara verilir ve tekrar beş gün uygulanır. Böylece toplam on günlük kür tamamlanmış olur. Kısaca:
5 gün uygulama + 3 gün ara + 5 gün uygulama = Toplam 10 günlük kür
Toksin atıcı ve kolon kanserini önleyici bu on günlük kürü bir yıl boyunca üç veya dört defa yapmak en doğrusudur. Bu kürü uygulamaya başladığınızın ikinci veya üçüncü gününden sonra vücudunuzun terlediğini ve özellikle de yüz kısmınızda yağlı yağlı terlediğinizi görürsünüz. Aynı zamanda dışkıda da belirgin şekilde yağ oranının artığı gözlenebilmektedir. Bu da yağla beraber toksinlerin atıldığını gösterir. Bu kürü uyguladığınız dönemlerde daha sık banyo veya duş yapmanız sizi hem daha çok rahatlatacak hem de deri gözenekleri açıldığından daha rahat toksinli-yağ atmanıza yardımcı olmuş olacaktır. Unutmayınız ki toksin atan vücut kendini yeniler.
Not:
Kesinlikle on günlük kür için ihtiyacınız olan miktarı tek bir defada hazırlamayınız. Hergün taze olarak hazırlamanız şarttır.
Kür 2: Kan dolaşımı düzenleyici
Üç veya dört adet beyaz lahana yaprağı parçalamadan (tüm olarak) kaynamakta olan yarım litre suya atılır ve hafif ateşte ağzı kapalı olarak onbeş dakika haşlanır. Damak tadı için veya içimi kolay olsun düşüncesi ile haşlama suyuna hiçbir şey ilave etmeyiniz. Sabah ve akşam aç veya tok karnına bir su bardağı içilir.
Her üç günde bir üç gün ara verilerek toplam 21 gün içilerek uygulanır ve birinci kür tamamlanmış olur.
Üç aylık aradan sonra tekrar;
Her üç günde bir üç gün ara verilerek toplam 21 gün içilerek ikinci ve son kür tamamlanmış olur.
Kür 3: Selülitlerin yok edilmesi
Üç veya dört adet beyaz lahana yaprağı parçalamadan (tüm olarak) kaynamakta olan yarım litre suya atılır ve hafif ateşte ağzı kapalı olarak onbeş dakika haşlanır. Damak tadı için veya içimi kolay olsun düşüncesi ile haşlama suyuna hiçbir şey ilave etmeyiniz.
Sabah ve akşam aç veya tok karına bir su bardağı içilir. Her üç günde bir üç gün ara verilerek toplam 21 gün içilerek uygulanır. Bu uygulamadan sonra 21 gün ara verilir. 21 günlük aradan sonra sadece haftada bir defa sabah ve akşam bir su bardağı içilerek selülitler yok olana kadar haftada bir defalık küre devam edilir.
Kür 4: Zayıflamak için
Dört veya beş adet beyaz lahana yaprağını parçalamadan (tüm olarak) kaynamakta olan 750 ml suyun içine atınız ve hafif ateşte ağzı kapalı yedi dakika haşlayınız. Damak tadı için veya içimi kolay olsun düşüncesi ile haşlama suyuna hiçbir şey ilave etmeyiniz. Haşlama suyunu aşağıdaki şekilde tüketiniz:
İlk beş gün hergün sabah ve akşam bir su bardağı
İkinci hafta hergün bir su bardağı
Üçüncü hafta iki günde bir (gün aşırı) bir su bardağı
Dördüncü hafta üç günde bir su bardağıBeşinci hafta yedi günde bir su bardağı
Altıncı hafta içilmeyecek
Yedinci hafta bir su bardağı
Zayıflamak için yaptığınız bu kür aynı zamanda toksin atıcı arındırıcı ve kansere karşı da koruyucudur.
Her 4 kürde de haşlanmış beyaz lahana yapraklarının tüketilmesine gerek yoktur ve yemeklerden bir saat önce veya iki saat sonra içilme lidir.
Kür 5: Kan şekerini düşürücü ve dolaşımı düzenleyici
Bir litreden az yarım litreden fazla (yaklaşık 750-800 ml veya beş su bardağı) kaynamakta olan suda yedi-sekiz tane beyaz lahana yaprağını parçalamadan (doğramadan bir bütün olarak) hafif ateşte on dakika ağzı kapalı olarak haşlayınız. Haşlama esnasında kapağı açarak bir kaşık yardımıyla yaprakların tamamının suyun içerisinde kalmasına özen gösteriniz. Tahta kaşık kullanmanızda fayda var. Ilıdıktan sonra haşlanmış beyaz lahana yapraklarını süzerek ayırınız ve aç karna veya yemeklerden bir saat sonra sadece bir buçuk su bardağı kadar suyunu içiniz. Açkarına içilmesi daha etkilidir. Haşlanmış beyaz lahana yapraklarını tüketmenize gerek yoktur. Beş-altı gün uygulanacak bu kürde beyaz lahananın her gün taze olarak hazırlanması gerekir. Bir defada her öğünden sonra bir buçuk su bardağını içmekte (tüketmekte) zorlanıyorsanız bu taktirde gün boyu aralıklarla her defasında yarım su bardağı içerek de kürünüzü uygulayabilirsiniz.
Eğer kan şekeriniz zaman zaman yükseliyor ve de dolaşım bozukluğu şikâyetleri de yaşıyorsanız beyaz lahana kürü mükemmel bir takviyedir. Kan şekerinizin aşırı yükselmesine ve dolaşım bozukluğuna karşı da zaman zaman bir önleyici olarak uygulayabilirsiniz. Şeker hastalarının yılda 3-4 kez bu kürü uygulamalarında büyük faydalar vardır.
Değerli okuyucu beyaz lahana kürü yüksek kan şekerini nasıl olsa düşürüyor düşüncesiyle hekime gitmekten veya kan şekerinizi kontrol ettirmekten kesinlikle geri kalmayınız.
Not: Hekiminizin verdiği ilaçlar var ise mutlaka kullanınız. Buradaki uygulamayı bir destekleyici olarak kullanınız. Öncelikle bilmeniz gereken nokta kullanacağınız bitkiye karşı alerjinizin olup olmadığıdır. Bu konuda hekiminizin görüşünü alınız. Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikayetiniz ne olursa olsun bu kitaptaki bilgiler ile kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız. Bu kitabın içindeki bilgilerin kesinlikle bir hastalığı teşhis amacı yoktur.
Alıntıdır.

5 Ocak 2009 Pazartesi

TERÖR SÖYLEMLERİ

Birleşmiş Milletler’in oluşturduğu hukuk, zayıfları güçlülere karşı korumanın değil; tam tersine güçlüyü zayıfa karşı korumanın bir aracıdır. Sovyet sisteminin de çökmesiyle artık BM gerçek yüzünü gizlemeye ihtiyaç duymuyor. 1990 sonrası yaşananlar örgütün kimin hizmetinde olduğuna dair kuşkuları ortadan kaldırmış durumdadır. Bu güne kadar ki tüm Birleşmiş Milletler Örgütü Genel Sekreter’leri ABD’nin ‘adamıydı’...Dönemin B.M. Örgütü Genel Sekreteri Koffi Annan, Ruanda katilamı günlerinde BM Genel Sekreter Yardımcısı’ydı, uyarıları dikkate almayarak gerekli önlemlerin zamanında alınmasını engelleyerek,göz yumarak ABD’nin gözüne girmişti.
Bugün ki BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon da gündeme bomba gibi oturan ve tüm ülkelerin protestosuna neden olan Gazze saldırıları için kılını bile kıpırdatmıyor. Kıpırdatabilir mi? AB, sınırın Lübnan tarafına çokuluslu güç konuşlandırılmasını hedefliyor , bununla amaçlanan NATO’yu bölgeye yerleştirmektir. BM, yine her zaman yaptığını yapıyor, saldırgana zaman kazandırıp yeni mevziler kazanmasını sağlamaya çalışıyor...
Bununla da kalmıyor. Siyonist rejim tarafı emperyelistler Hamas'ı islami terör örgütü olarak suçluyor ve savaşın sorumluluğunu, Gazze'de ölen binlerce masumun sorumluluğunu Hamas'a yüklüyor. Oysa Hamas, bir terörist değil, geniş bir kitle tabanına yayılan Lübnan halkının temsilcisidir ve meşru ulusal haklarını savunuyor. Bir halkın demokratik seçimlerde oy verip iktidara getirdiği bir politik formasyonu terörist örgüt saymak, emperyalizmin ve siyonizmin bir ‘icadıdır.’ Asıl terör devlet terörü; asıl terörist de devletlerdir. Kendi haysiyeti, ulusal hakları ve özgürlüğü için mücadele eden ve özsavunma yapan bir hareketi “terörist” saymak küresel teröristlerin, emperyalistlerin diliyle konuşmaktır. Saldırıya uğrayanın meşru savunmasının “terörist eylem” sayılması mantıklı ve kabul edilebilir bir şey değildir.

Tom Amca'nın Kulübesi

TOM AMCANIN KULÜBESİ
KONUSU: Zenci bir köle olan Tom’un ınsanlık dışı yaşantısı ve buruk öyküsü
ANAFİKİR: İnsanlar arasında dil, din, ırk ve renk ayrımı yapılmamalı. Tüm insanların eşit haklara sahip olmalı.
Tom, beyaz bir çiftlik sahibinin yanında çalışan ve çok sevilen yaşlı bir zencidir. Fakat sahibi uğradığı ekonomik kriz nedeniyle onu satmak zorunda kalır.Tom’u satacağı kişi ile pazarlık yapmak üzere buluşurlar. Tom’ a istenen para alıcıya çok gelir. Aralarında konuşurken yanlarına Köle Eliza’nın melez oğlu gelir. Ona şarkı söyletir eğlenirler. Ardından annesi Eliza çocuğu almaya geldiğinde Tom’un alıcısı olan Haley, kadını çok beğenir ve onu da kendisine vermesini ister. Fakat Tom ‘un sahibi Shelby, bunu kabul etmez. Ama çocuğu verebileceğini söyler. Shelby, bu haberi akşam karısına verirken Eliza bunu duyar ve oğlunu da alarak kaçar.Tom’a da kaçmayı teklif eder. Fakat Tom efendisinin güvenini sarsmamak için kaçmayı kabul etmez. Eliza’nın kaçtığını haber alan Haley, onun peşine düşer.Elisa’ya acıyan bir adam onu senatörün evine gönderir. Yufka yürekli olan senatör onu güvenlik içinde olması için emniyetli bir yere götürür. Eliza sığındığı emniyetli evde kocası George’un Kölelikten kurtulduğunu öğrenir ve o akşam kocasını bu evdeki dostları Eliza’nın yanına getirirler. Kılık değiştirerek hep birlikte kaçarlar.

Tom, zengin bir eve satılır. Temiz giysiler giyer. Görevi evin kızı Eva ile ilgilenmektir. Eva ölümcül hastadır. Tedaviler sonuç vermez. Kölelerin durumlarına da çok üzülmektedir. Kendisi öldükten sonra babasının köleleri serbes bırakmasını ister. Birkaç gün sonra da ölür. Tom efendisini hiç yalnız bırakmaz. Efendisi Tom’u azat etmek ister fakat Tom efendisini bu acılı haliyle yalnız bırakmak istemez. Efendisi bir kavgayı ayırmaya çalışırken bıçaklanır ve ölür.Tom çok üzülür.Özgürlüğüne kavuşma hayalleri suya düşer. Çünkü, hanımı Tom’la beraber tüm köleleri bir pamuk çiftliği sahibine satmıştır. Yeni sahipleri onlara çok kötü davranmaktadır. Yeni sahibi Tom’un ne kadar akıllı ve çalışkan olduğunu fark eder ve onu gözcü olarak yetiştirmek ister. Fakat Tom bunu kibarce reddeder. Sahibi onu döver, kanlar içinde bir depoya bırakır. Gece yarısı sahibi yanına gelerek kendisinden özür dilemesini aksi taktirde kendisini öldüreceğini söyler ama Tom ölümü göze alarak özür dilemez. Tam Tom’u dövecekken kahya köle yetişir engel olur. Çünkü Sahibi bu köleyi büyücü sandığı için ondan çekinir gider. Tom’a yapılan işkenceler artık onu etkilemez olur. Tom’un uysallığı sahibini daha çok kızdırır.
Kahya köle sahibini öldürmek istediğini Tom’a söyler ama Tom onu bu fikrinden vaz geçirir.
Kahya , bir köle kızla beraber kılık değiştirerek kaçar. Sahipleri Tom’u suçlar ve döverek öldürür. Oğlu George Tom’u bulur ölüsünü alıp giderken Sahibini de döver.Bir gemiye binerek özgürlüklerine kavuşurlar.

4 Ocak 2009 Pazar

Dostlar Alışverişte Görsünler

Gazze saldırılarını dundurmak için Avrupa'dan Ortadoğu'ya ilk tur bugün düzenleniyormuş. Efendim, AB'nin Dış Güvenlik ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana, Çek Cumhuriyeti, Fransa ve İsveç Dışişleri Bakanları Karel Scwarzenberg, Bernard Kouchner ve Carl Bildt'ten oluşan heyet Mısır, İsrail, Filistin ve Ürdün'de temaslarda bulunacaklarmış.
Birincisi; AB Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti kararlı bir İsrail yandaşı ve aynı zamanda AB ile İsrail ilişkilerini derinleştirmeyi hedefleri arasına koymuş. Ayrıca Ortadoğu'ya da tamamen yabancı.
İkincisi; Çek Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanı diyor ki; "durumu yerinde görüp sorunu öğrenmeye gidiyoruz. Ondan sonra bir çözüm üreteceğiz!" Bu sözleriyle Ortadoğu'daki sorunla yeni tanışacaklarını kendisi de itiraf etmiş oluyor.
"Dostlar Alışverişte görsün" denilecek bir durum gerçekten. Böyle bir geziden nesonuç çıkar artık bilemiyorum.