29 Aralık 2008 Pazartesi

Nemlendirici maskeler

Nemlendirici maskeler, cildi derinlemesine nemlendirir. Cilde canlılık, yumuşaklık ve parlaklık kazandırır. Cildin nem tutma bariyerinin onaylanmasına yardım eden maskeler, haftada 1 – 2 defa uygulanmalıdır.
Aşağıda bazı maske tarifleri verilmiştir. Her birini evde kolaylıkla uygulayabileceğiniz doğal maskelerdir.
* 1 tatlı kaşığı yaş maya ve yoğurdu iyice karıştırın. Ardından cildinize sürün ve 20 dakika kadar cildinizde bekletin. Ardından cildinizi, ılık su ile durulayın ve kurulayın.
* 1 yumurta sarısıyla 1 kaşık sütü karıştırın. Karışımı yüzüne sürdükten sonra ince bir bezle maskenin üstünü örtün. 15 dakika bu şekilde bekleyin. Ardından kağıt mendille maskeyi temizleyin. Daha sonra cildinizi ılık su ile yıkayın. Bu maske, kuru ve nemsiz ciltlere çok iyi gelir; süt cilde nem verir, yumurta ise cildi sıkılaştırır.
* 1 tane armudu yıkadıktan sonra blendıra koyun ve suyunu çıkarın. Üzerine 1 tatlı kaşığı yoğurt ve 1 tatlı kaşığı yulafı ekleyerek, iyice karıştırın. Karışımı yüzünüze sürün. Kuruduktan sonra masaj yaparak maskeyi çıkarın ve yüzünüzü ılık su ile durulayın. Bu maske gözeneklerdeki kir ve toksinleri çıkarıp, sağlıklı ve taze bir cilde kavuşmanızı sağlayacaktır.
* 1 adet portakalın kabuğunu soyarak blendıra koyup, suyunu çıkarın. Üzerine 1 tatlı kaşığı yoğurt ve 1 tatlı kaşığı yulafı ekleyerek, iyice karıştırın ve yüzünüze sürün. Maske kuruduktan sonra masaj yaparak çıkarın ve yüzünüzü ılık su ile durulayın. Bu maske gözeneklerinizdeki toksinleri temizleyerek, açacak ve cildinizi nemlendirecektir.
* 1 adet mangonun kabuğunu soyun ve çatalla iyice ezin. Üzerine 1 bardak süt ekleyerek, karıştırın. Karışımı macun haline getirin ve yüzünüze sürün. Maskenizi 15 dakika kadar yüzünüzde bekletin. Ardından ılık su ile yıkayarak çıkarın. Mango A vitamini açısından çok zengindir. Cildinize enerji verir, temiz ve yumuşak olmasını sağlar.
* Ayçiçeği yağı, aşırı yorgunluk, fazla güneş veya soğuk altında yıpranmış ciltler için idealdir. Cildi rahatlatır, canlandırır ve besler. Zeytinyağlı maske gibi hazırlayıp ciltte 15 dakika bekletin. 10 gün süreyle her gün uygulayın. Sonuçlarından memnun kalacaksınız.

Makale Kaynağı: Nemlendirici Maske Tarifleri
Yazar Hakkında:nazan baykal

22 Aralık 2008 Pazartesi

EVLİLİK

EVLİLER OKUYUN... BEKÂRLAR DERS ALIN... (Can Dündar yine üstatlığını konuşturmuş...)
Evlilik, inanmadığım halde içerisinde 17 seneyi bitirdiğim bir kurum benim için. 17 senede (abartmıyorum) 40 çift arkadaşımın son verdiği kurum ayni zamanda da... Evliliğimin bu kadar uzun sürmesinin gizemi belki de kuruma inanmaktan geçiyor. Evliliği toplumun dayattığı şekilde yasamamaktan... Nedir bu dayatmalar?Erkeğin muhakkak kadından yasça büyük olması, eğitim seviyesinin erkeğin lehine ya da en azından eşit olması bunların sadece ikisi...Olmaz, yürümez diyor toplum... Erkek yasça büyük olmalı ki, kadına 'hot' dediğinde oturmalı kadın... Yâda yumuşatıyorlar;-Efendim kadın erkekten önce çöktüğü için (hani doğum falan) küçük olmalıymış yaşı...Eğitimde de böyle... Kadının çok okumuşu bilmiş olurmuş, evde kalmakmış layıkı... EŞİM BENDEN 2 YAŞ BÜYÜK; ne 'hot' dememe gerek kaldı 17 senede, ne de benden önce çöktü... Yıllar içinde ben yaşlandıkça o gençleşti,-'Ooo Can bey kapmışınız çıtırı' esprilerine muhatap dahi oldum. EŞİM 3 ÜNİVERSİTE BİTİRDİ; ben bi taneyi 9 senede bitirdim..Ne o bana bilmişlik tasladı, ne ben ona ezik baktım... Kulağa gelen müzik tekse de, onu oluşturan notalar farklıdır der Halil Cibran...Bunu unutmadık biz.Ben konuşurken o dinledi, ben dinlerken o konuştu 17 sene. O öfkeliyken ben, ben öfkeliyken o 'haklısın bir tanem...' dedik,Öfke bitip fırtına durulduğunda 'ama bir de böyle düşün' de dedik fikrimizi savunurken.Farklı insanlar olarak görmedik birbirimizi, aynı amaç için savaşan neferlerdik bu hayatta... Asla bilmedik ne kadar para kazandığımızı, ortak cüzdanımızdan gerektiği kadar aldık..Ne kadar çalarsa çalsın masanın üstünde telefon, kim bu saatte arayan karşı cins diye sorgulamadık da ama...Sevginin en büyük dostuydu bizim için 'güven'... Ve güvenin ardına saklanmış bir 'saygı' vardı daima...Ne kavgalar, ne badireler atlattık 17 senede...Eee ülkeler neler gördü, biz çekirdek aile mi sütliman yaşayacaktık... Bir gün öyle bir girdik ki birbirimize, ben ilk kez odamın dışında yattım bir gece, misafir odasında... Gece yarısı kapı açıldı eşim;-'Ne yapıyorsun burada?' diye sordu kapının eşiğinden, 'uyuyorum' dedim buz gibi bi sesle... Gitti, gelmesi 1 dakikasını almıştı elinde yastıkla... 'kay yana' dedi daracık yatakta. 'ne yapıyorsun?' dediğimde 'benim yerim senin yanın, sen gelmezsen ben gelirim' dedi... Anladım ki o gece, en uzun kavgamız yat saatine kadar sürecek...Ve bence doğrusu da bu...Özen gösterdik o günden sonra, evin her yerinde kavga ettik, yatak odamız hariç. Kırsak da zaman zaman kalplerimizi, asla kin tutmadık birbirimize...Toplum kurallarıyla oynasaydık bu oyunu belki de 41 inci çift olacaktık o listede...Ama oyunun kurallarını biz koyduk... Nede olsa bizim oyunumuzdu oynanan... Evlilik; hesapsız içine dalınması gereken bir oyun bence...Topluma kulaklarını tıkayarak hem de... Ne benim, ne de bizim sözlerimizle...Sadece gönlünüzden geçtiğince... Dediği gibi Ataol Behramoğlu'nun;'...Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına. Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır. Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insan a... CAN DÜNDARHayat kısa gelen bir battaniye gibidir. Yukarı çekersin ayak parmakların isyan eder. Aşağı çekersin omuzların titrer. Ama yine de, neşeli insanlar dizlerini karınlarına çeker, rahat bir uyku uyumayı başarır...

Biz Özür Dilemiyoruz


BİZ ÖZÜR DİLEMİYORUZ;
ÇÜNKÜ VATANIMIZI SAVUNDUK!
15 Aralık 2008 tarihinde bazı "sözde aydınların" öncülüğünde “özür diliyorum” başlıklı bir kampanya başlatıldı. Kendi tarihi gerçeklerinden kopmuş,"Şahsi emellerini müstevlilerin emelleriyle birleştirmiş" olan bu “özür grubu”, daha fazla destek bulmak amacıyla “Ermeni Soykırımı” yalanını, imza metinlerinde “Büyük Felaket” diye yutturmaya çalışıyorlar. BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ GÖNÜLLÜLERİ! Sözde "Ermeni Soykırımı" yalanını yeni bir versiyon ile sunmaya çalışan "Büyük Felaket İmzacıları",Büyük Ortadoğu Projesi'nin yeni bir evresinin hayata geçirilmesi kapsamında görev almış "B.O.P Gönüllüleri"dirler ve yeni ABD Başkanı OBAMA'dan aldıkları icazetle harekete geçmişlerdir.100 yıl öncesinin "Vatan Savunması İçgüdüsüyle" olup bitenini ısrarla günümüze taşımayı ihmal etmeyen bu "Aydınlarımızın(!)",halen güncelliğini koruyan işgal altındaki Irak ve Afganistan'daki "milyonlarca mazlum insanın", ABD ve yerli işbirlikçilerince katledilmesini hiç ağızlarına almayışları başka türlü nasıl açıklanabilir ki? Onlardan vazgeçtik "Ayakkabı fırlatmalarından",hiç değilse "bir kaç acı söz fırlatmalarını" beklerdik.
AÇAZNUNİ ÖZÜR DİLEDİ
Özür dilemesi gereken taraf, özrünü 85 yıl önce Türk’lerden dilemiştir. Özür dileyen şahsiyet, Ermenistan’ın ilk Başbakanı Ovannes Kaçaznuni’dir. Kaçaznuni, 1923 yılında kurucusu olduğu Taşnaksutyun Partisi’nin kongresine sunduğu geniş raporunda özetle şöyle diyor: “Türkler ne yapacaklarını biliyorlardı. Ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır
Aynı raporda Kaçaznuni, “Aklımız dumanlandı.”, “Boş sözlere, hayallere kapıldık.” der. Çarlık Rusyası, Fransa ve İngiltere’nin oyununa nasıl geldiklerini uzun uzun açıklar. Emperyalizmin yanında yer alarak, mazlum bir milletin boğazlanmasına ve Ermeniler’in kurban edilmesine isyan eder Kaçaznuni. Tarihi gerçekleri cesurca açıklayan Kaçaznuni yükselmiş, ABD’nin yanında Türkiye’ye karşı konumlanmış özür imzacıları alçalmıştır. VATANIMIZI SAVUNDUK
Türkler, işgal altındaki vatanlarını savunmuştur. Vatan savunması her türlü hakkın üstündedir ve görevdir. Emperyalist savaş, Osmanlı’nın nasıl paylaşılacağı üzerine kurulmuştur. Biz bu vatan savunmasıyla millî devletimizi kurduk, Cumhuriyet olduk; millet aşamasına yükseldik. Kurucu Büyük Devrimci Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına, Türk Milleti denir” eşsiz tanımlamasını yaparak, bir tarih dersi vermektedir. Kürdü, Ermenisi dahil, hepimiz Türk milletini oluşturuyoruz. Milletimizi başta tarikat, cemaat ve etnik kökenlerine göre bölme ve parçalama, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nde belirlenmiş özel görevlerdir. Ermeniler bizim Ermenilerimiz, bizim yurttaşlarımızdır. Bu özel görevlerde yer almayacaklardır. Türkiye yine vatan savunması dönemindedir, ortak tarihimizden ders çıkarılacak, vatanımız birlikte savunulacaktır.
HIRANT DİNK’TEN TARİHİ DERS
Özür imzacılarına, yurtsever Hrank Dink, 15 Nisan 2006 tarihinde Malatyalı İşadamları Derneği’nde yaptığı konuşmayla, en iyi cevabı veriyor: “Geçmişte İngilizlerin, Fransızların, Rusların, Almanların şu topraklar üzerinde oynadıkları rol neyse, bugün aynen tekrarlanıyor. Geçmişte Ermeni halkı onlara güvendi, kendilerini Osmanlı’nın zulmünden kurtaracak sandı. Ama yanıldılar. Çünkü onlar geldiler, kendi işlerini, kendi hesaplarını yaptılar. Çekilip gittiler ve burada kardeşi kardeşle kan içerisinde bıraktılar. Ve bugün Kürtlerin yaşadığı aynı şey. Amerika geldi, Kuzey Irak’ta bir Kürt Devleti oluşturmak üzere. Kürt kardeşlerimiz için orası bir çekim alanı mı oldu, ne oldu, başka bir şey mi oldu? Ümit mi oldu? Bu çok tehlikeli bir gidiş. Amerika bu. Gelir, o kendi hesabını yapar, işine bakar, işi bittiğinde de çeker gider. Ondan sonra da burada, tekrar insanları burada kendi didişmesi içinde bırakır.” Ey "Özür İmzacıları!", sizler "Hepimiz Hırant'ız!","Hepimiz Ermeniyiz!" dememiş miydiniz? Öyleyse neden Hırant gibi düşünemiyorsunuz?Neden bu ermeni vatandaşımız olan Hırant gibi, oynanan oyunun yine önceki gibi "kardeşi kardeşle kan içerisinde bırakmak" isteyen emperyalist bir oyun olduğunu göremiyorsunuz?Siz,Özür imzacılarının tümüne, Ovannes Kaçaznuni’nin, Kaynak Yayınları’ndan çıkan Taşnak Partisi’nin Yapacağı Bir Şey Yok (1923 Parti Konferansı’na Rapor) adlı kitabı okumanızı ve en kısa zamanda bu kampanyayı sonlandırmanızı tavsiye ederiz. Aksi takdirde,Ermenistan'ın ilk Başbakanı olan Kaçaznuni'nin dediği gibi,sizlerin de bir süre sonra "Aklımız dumanlandı", "Boş sözlere,hayallere kapıldık" demeniz bile, alnınıza sürülmüş olacak olan "Vatanına ve Tarihine İhanet" lekesinden kurtulmanıza yetmeyecektir.
SON SÖZ:
"Dumanlanan aklınızın"
başınıza gelmesini diler, ille de bir imza kampanyası yürütelim
derseniz, kampanyanızın konusunu "AMERİKAN HÜKÜMETİ, IRAK VE AFGANİSTAN HALKINDAN ÖZÜR DİLESİN!"
olarak belirleyin ki hep beraber imzalayalım kardeşçe,başımız dik ve onurla!