1 Kasım 2009 Pazar

ABBAS ŞİİRİNİN HİKAYESİ

Cahit Sıtkı askerliğini yedek subay olarak yapmak üzere birliğine
gider. O yıllarda yedek subay sayısı az olduğundan her yedek subaya
emireri verilmektedir. Birliğine gittiğinde bölük yazıcısından künye
defterini ister. Sırayla isimlere bakmaktadır bir isim dikkatini
çeker. Abbas oğlu Abbas..Sakat çolak eli yüzünden çürüğe ayrılmış
biridir Abbas..Talim bitiminde askerin yanına gönderilmesini ister.
Öğle saatlerinde kapı alınır. Karşısında civan mert yiğit biri selam
çakıp;

-Abbas oğlu Abbas. Emret komutanım!.. der..

Aralarında söyle bir konuşma geçer.

-Nerelisin?
-Memleket Mardin, kaza Midyat komutan
-Sen benim emirerim olur musun?
-Sen bilir komutan!.

Askere eşyalarını toplamasını söyler ve kendi evinin altındaki boş
yere taşınmasını ister. Zamanla askerin zekiliği sıcakkanlılığından
etkilenir. Abbas her sabah erkenden kalkar, Cahit Sıtkı ‘ ya kahvaltı
hazırlar. Öğle yemeğini sormadan hazırlar.Tüm ihtiyaçlarını karşıdan
bir istek gelmeden düşünüp yerine getirir. Erkenden kalkıp Cahit
Sıtkı’nın kıyafetlerini ütüler hazırlar ve evin temizliğini yapar..

Akşamları olunca Cahit Sıtkı’nın sevdiği yemek ve mezeleri hazırlar..
Zamanla aralarında komutan asker ilişkisinden daha güçlü bir dostluk
bağı oluşur. Bu saf ve temiz Anadolu çocuğundaki sadakat ve
temiz yürekten etkilenmiştir Cahit Sıtkı.. Zaman zaman karşısına alıp
derleşir ve bu Anadolu çocuğunun ruhunda gizli şeyleri keşfeder..

Akşamları rakı sofrası kurup en güzel kızartma ve mezeleri hazırlar
Abbas..Aralarındaki duygu bağları güçlenir. Böyle bir keyif gecesi
akşamında alkollü Cahit Sıtkı sorar;

-Sen İstanbul ‘ u bilir misin Abbas?
-Bilir komutanım..
-Orda bir Beşiktaş var bilir misin?
-Bilir komutan!.Ben orda acemi birlikteydim. .
-Orda benim bir sevgilim var.. Sen kaçırıp onu bana getirir misin?
-Elbet komutan!

Sabah olur Cahit Sıtkı bakar ki.. Abbas yeni asker kıyafetleri giymiş
tıraş olmuş hazırlanmış. Cahit Sıtkı sorar;

-Hayırdır Abbas neden böyle hazırlık yaptın?
-Ben İstanbul’a gidecek komutan!..
-Ne yapacaksın sen İstanbul’da?
-Sen söyledi bana.. Ben gidecek sana Sevgiliyi getirecek!..

Gözlerindeki hüznü ve gözyaşlarını gizlemek istercesine arkasını dönüp
kapıyı çarpar ve çıkıp gider Cahit Sıtkı.. Fakat bu mert askerin,
yüreği sevgi dolu Anadolu çocuğunun samimiyeti ve sıcaklığından
duygulanır..

Akşam olur.. Ağaç altında rakı sofrası kurdurur ve Abbas’ı karşısına
oturtur.. Birlikte yer içerler ve Cahit Sıtkı o meşhur şiirini kağıda
döker!……

Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalp ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumanı,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş ‘ tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

Hiç yorum yok: