11 Mayıs 2008 Pazar

Benim Annem Özeldir

Ne zaman "Anneler Günü" gelse, hafızam beni 20-25 yıl öncesine götürür. Anneme duyduğum ve bir türlü gösteremediğim sevgimi, ona yılda bir kez de olsa aldığım küçük hediyelerle göstermeye çalıştığım çocukluk yıllarıma... Ne severdim ona hediye almayı. Çünkü annem ancak o zaman kendisini ne kadar çok sevdiğimi anlayabilecek sanırdım. Başka türlü sevgimi göstermeyi bilemiyor, deniyor ama bir türlü beceremiyordum. Bunu bana kimse öğretmemiş ve göstermemişti. Annem bile bana beni ne kadar sevdiğini gösteremedi. Çünkü ona da öğretilip gösterilmemişti. Ama ben her zaman onun yoğun sevgisini içimde hissettim. Hiç bir zaman da sevgisinden şüphe etmedim. Hatta anne olduktan sonra onu çok daha iyi anladım.
Benim annem hem çok özel bir kadın, hem de çok özel bir erkektir. Özel bir kadın; Çünkü babasız olarak tek başına yedi çocuk büyüttü. Hem de okuma yazması olmadan.
Benim annem özel bir erkek; çünkü elektrik, su faturalarını kendisi ödedi, devlet daireleri ve mahkemelerle tek başına uğraştı, odununu, kömürünü tek başına aldı ve taşıdı, evin tamir, boya, badana işlerini tek başına yaptı. Akşam eve geldi kadın oldu, gözlerini bozarcasına nakış yaptı, örgü ördü, çocuk büyüttü, sabah dışarı çıktı, erkek oldu, fabrikalarda işçi oldu, pancar tarlalarında kızgın güneş altında çapa sallayarak elleri nasırlaştı, yüzü kırışıklıklarla doldu.
70 li yılların çalkantılı dönemlerinde eli silahlı grupların elinden çocuklarını tek başına kurtardı, gece eve geciken çocuklarını aramaya tek başına çıktı. Düşünce suçundan tutuklanan evladı için tek başına gözyaşı döktü. Bütün bunları yaparken de gururundan asla ödün vermedi. Kimseye muhtaç olmadı. Kimseye derdini anlatmadı. Yedi çocuğunu alın teri ve emeğiyle hem anne hem baba rolüyle büyüttü. Evlendirdi, meslek sahibi yaptı. Yine görevi bitmedi. Bu kez aynı şekilde torunlarını büyüttü.
Büyük İstanbul depremini yaşadığında Yalova'daydı. Canını kurtarıp İstanbul'daki çocuklarını kurtarmaya gecelik ve yalın ayak, sabaha karşı evlatları için koşturdu.
Sonuç; yalnızlık. Şu an 75 yaşında. Hala tek başına hayat mücadelesi veriyor, çatı, balkon, kapı tamirini yine kendi yapıyor, elektrik, su ve telefon faturalarını yine kendisi ödüyor. Benim annem bu sonucu hak etmiyor. Ama gururu el oğlu ve el kızına muhtaç olmasına izin vermiyor.
Benim annem, yılın değil, çağın annesi. Benim annem, yılda bir kez hatırlanacak anne değil, ömür boyu unutulmaması gereken bir anne.
Seni çok seviyorum canım annem. Hep yanımda olmanı istiyorum. Seni hep mutlu etmek istiyorum canım annem. Sen bebekler gibi bakılıp şımartılmaya layıksın canım annem. Sen artık bunu hak ediyorsun. Senin evladın olmak bana çok gurur veriyor canım annem.
Kızın Ayten

Hiç yorum yok: