11 Mayıs 2008 Pazar

Çocukta Duygusal Zeka Gelişimi

Erken Çocuklukta Duygusal Zeka
Bu makale Personal Excellence dergisinde yayınlanmıştır.
Beyin çok küçük yaşta hızla geliştiği için ilk yılların geleceğe etkisi oldukça büyüktür, bu yıllarda sahip olunan deneyimler, yaşantılar, ilişkiler, çocuğun duygusal gelişimini, öğrenme yeteneğini ve gelecekteki yaşamında nasıl bir insan olacağını kalıcı olarak etkiler. Bu nedenle duygusal zekanın erken çocuklukta geliştirilmesi oldukça önemlidir.
Çocuğun duygusal zekasının gelişebilmesi için doğduğu günden itibaren sevgi ve ilgiye ve ihtiyaçlarının karşılanmasına gereksinimi vardır. Gerek fiziksel gerek duygusal ihtiyaçları karşılanan çocuk kendisini emniyette hisseder ve bu da onun stresle başetmesinde yardımcı olur.
Duyguların Önemi: Duygularımız doğal birer parçamızdır
Duygular davranışlarımızı etkiler ve yönlendirir.
İhtiyaçlarımız karşısında bizi uyarır.
Karar almamıza yardım eder.
Zorluklar karşısında direnmemize ve kuvvetli olmamıza yardım eder.
Heyecan ve istek duymamızı sağlar ve bizi hedefimize ulaştırır. Motive eder.
Duygular öğrenmemizi sağlar.
İnsanlarla iyi iletişim içinde olmamızı ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlar.

Tek başına duygulara sahip olmak yeterli değildir. Hayatımızın her alanında etkili ve önemli olan duygularımızı akıllıca kullanabilmenin yolu "Duygusal Zeka" olarak adlandırılmaktadır. Duygularımızı akıllıca kullanmak bizi hayatta başarı, mutluluk ve iyi ilişkilere götürür. Bunun için kişinin kendisinin ve başkalarının duygularını anlayarak onları etkili bir şekilde kullanabilmeyi öğrenmesi oldukça önemlidir. Duygusal zekanın öğrenilmesi ailede, çok küçük yaşlarda başlar.

Duygusal zekası yüksek çocuklar yetiştirmek, çocuklara ne öğütlediğinize ya da ne öğrettiğinize bağlı değildir, onlarla nasıl ilişki içinde olduğunuzla ilgilidir. Yetişkinlerin çocuklar ile olan ilişkileri ve yaşamın ilk yıllarında onlara kazandırdıkları tecrübeler çocukların duygusal ve beyin gelişimlerinin yanı sıra onların gelecekteki tutum ve davranışları üzerinde de etkilidir.
Yapılan araştırmalar, çocuk dünyaya geldiğinde beyninde henüz birbirleriyle bağlantısı olmayan milyarlarca sinir hücrelerinin bulunduğunu göstermektedir. Sinir hücrelerinin birbirleriyle bağlantılarının oluşması, çocuğun içinde yaşadığı ortamdaki zihinsel, fiziksel ve duygusal uyarılar ve tepkilerle gerçekleşir. Beyin ilk üç sene içinde bir yetişkin beyninin 2/3 si kadar gelişir. Bu çok önemli zaman içersinde yaşanan negatif deneyimlerin ve stresin beyin gelişimi üzerinde olumsuz etkisi vardır. Fiziksel ve duygusal ihtiyaçların karşılanması, yaşanılan pozitif deneyimler çocuğun beyninin sağlıklı gelişmesini sağlar. Duygusal açıdan sağlıklı gelişen çocuklar gerek ergenlikte gerekse yetişkinliklerinde stresle baş edebilir, sosyal becerilere daha yatkın bireyler olarak yetişirler.
Beynin düşünen bölümü duygularımızdan yani beynin duygusal bölümünden etkilenir. Beynin düşünen ve duygusal bölümleri sürekli birbirleriyle iletişim halinde olup yaptığımız her şeyde birlikte çalışmaktadırlar. Dolayısıyla davranışlarımız, aldığımız kararlar, mutlu ve basarili olmamız duygusal becerilerimize bağlıdır.
Duygusal zeka öğelerinin ilk öğrenildiği yer aile ortamıdır. Çocukların kimlikleri ilk yıllardan başlayarak, beynin gelişmesinin sürdüğü ergenlik yıllarına kadar, hayatlarındaki insanların etkisiyle şekillenir. Çocukların kendilerini anlamaları ve tanımaları çevrelerinden gelen tepkilerle beslenir ve gelişir. Anne ve babanın çocuklarıyla arasında kurulan sıcak, güvene dayalı yakın ilişki ile çocuk, kendisini nasıl göreceğini, başkalarının kendi hislerine nasıl tepki vereceğini, hisleri hakkında nasıl düşünmesi gerektiğini ve başkalarının duygularını nasıl okuyup ifade edeceğini öğrenir.
Bebekliklerinden itibaren ihmal edilmiş, önemsenmemiş çocuklar kendilerini ve duygularını tanıma becerisinden yoksun, duygularını kontrol etmekte başarisiz, sinirli ve öfkeli ergenler ve yetişkinler olurlar.
Çocukluklarında duygusal zekaları için hiç bir yatırım yapılmadan büyüyen çocukların insanlarla olan ilişkileri bundan çok büyük zarar görür. Bu tip yetişkinler mutlu ve başarılı olamadıkları için hem kendileri hem de toplum için sorun olmaktadırlar. Duygusal açıdan sağlıklı yetişmeyen çocuklar ilerleyen yaşlarda, ergenlik çağında ve yetişkinlikte önüne geçilmesi zor, değiştirilmesi kolay olmayan alışkanlık ve problemlere sahip olmaktadırlar. (uyuşturucu kullanımı, sağlıksız ilişkiler, şiddete eğilim, stresle baş edememe, depresyon, intihar gibi). Bu nedenle anne ve babaların, eğitimcilerin ve çocuğun hayatında önemli olan diğer yetişkinlerin bilmeleri gereken çok önemli bir faktör, duygusal açıdan sağlıksız insanların yetişmesine erken çocuklukta engel olunabileceğidir.
Empati ile dinlenen, duygularına değer verilen, hisleri olduğu gibi kabul edilen çocuklar sadece bugün değil gelecekte de kendi hislerine güvenmeyi, duygularını kontrol edebilmeyi, insanlara empati ile yaklaşmayı ve günlük sorunlara çözüm bulmayı öğrenirler. Bu hayat boyu etkisini gösterecek kalıcı ve önemli bir güçtür.
Daha bebekliklerinden başlayarak duygusal açıdan sağlıklı yetişen çocuklar duygusal becerilere sahip olup,
Kendilerini daha iyi hissederler.
Şiddete eğilimleri olmaz ve empati duyguları gelişir.
Daha az davranış problemleri gösterirler.
Arkadaş etkisinde kalmazlar.
Çatışma anlaşmazlık gibi durumlara daha kolay çözüm yolu bulurlar.
Sigara, içki, uyuştururcu gibi kendilerine zararlı şeylere eğilimleri olmaz.
Çok sayıda arkadaşları vardır
Duygularını kontrol edebilir ve dürtüler karşısında iradelerine hakim olabilirler.
Dersleriyle ilgilidirler ve başarılıdırlar.
Duygusal ve fiziksel açıdan sağlıklı, mutlu ve başarılı olurlar.
Çocukların duygusal zekasını geliştirmek için:
Onların duygularının farkına varın.
Yaşadıkları negatif duyguları fırsat bilip onlara öğretin ve yakınlık kurun.
Empati ile dinleyin
Çocuğunuza duygularını ifade edebilmeleri için yardımcı olun.
Yaşadıkları olaylar karşısında problem çözebilmelerine yardımcı olun ve nasıl davranmaları gerektiğini öğretin.
Çocuğun bugünkü yaşantısı onun gelecekteki hayatına yansıyan geçmişini oluşturacaktır. Daha küçük yaşlardan duygularını tanıyıp onları etkili bir şekilde kullanmayı öğrenen çocuk, toplumun sağlıklı, mutlu, başarılı kendine güvenen, insanları seven ve onları anlayan ve şiddete eğilimi olmayan bir üyesi olacaktır. Bu nedenle ailede ve okullarda duygusal zeka eğitimine önem verilmesi oldukça önemlidir.

Hiç yorum yok: